Yargıtay, kullanılmayan yıllık izin ücretlerinin tahsilinde uygulanacak zaman aşımı süresiyle ilgili içtihadını değiştirdi. Daha önce 10 yıl olarak uygulanan zaman aşımı süresi, artık geriye dönük olarak 5 yıl şeklinde değerlendirilecek.
83 kişinin hayatını kaybettiği 6 Şubat depremi davasında, AKP’li müteahhidin tutuklanması talebi reddedildi
İçeriği Görüntüle
Türkiye’de işçi ve işverenler arasında uzun süredir tartışma konusu olan kullanılmayan yıllık izin ücretlerinde zaman aşımı süresi belirsizliği, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin yeni kararıyla son buldu. 2012-2017 yılları arasında sona eren iş sözleşmeleri için 10 yıl olarak uygulanan süre, 2020’de iş davalarına bakan dairelerin birleşmesiyle 5 yıla indirildi.
Zaman Aşımı Süreçleri Nasıl İşliyor?
1 Temmuz 2012’den önce yıllık izin ücretlerinde 5 yıl olan zaman aşımı, 2012’de yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanunu ile 10 yıla çıkarılmıştı. Ancak 25 Ekim 2017’de yürürlüğe giren İş Mahkemeleri Kanunu ile işçi alacaklarında tüm türlerde zaman aşımı süresi 5 yıl olarak belirlendi.
Kanunun geçici maddesine göre, 25 Ekim 2017’den önce başlayan 10 yıllık zaman aşımı süresi, süresi dolmamış alacaklarda 5 yıla indirilebiliyor. Bu nedenle geriye dönük 5 yıllık süre esas alınacak.
Yıllık İzin Ücreti Hakkı Ne Zaman Başlıyor?
İş Kanunu’na göre, işçinin kullanmadığı yıllık izin ücretine hak kazanması, iş sözleşmesinin sona ermesiyle mümkün oluyor. Ücret, işçinin işten ayrıldığı tarihteki brüt maaşı üzerinden hesaplanıyor ve zaman aşımı süresi bu tarihten itibaren işlemeye başlıyor.
İşçinin işten çıkış şekli önemli değil; ister işveren tarafından çıkarılsın, ister kendi isteğiyle ayrılsın, kullanılmayan izin ücretinin ödenmesi zorunlu.
Çalışanlar ve İşverenler İçin Ne Anlama Geliyor?
Yargıtay’ın bu içtihat değişikliği, çalışanların hak arama sürelerini kısaltırken, işverenlerin geçmişe dönük yükümlülüklerini yeniden gözden geçirmesine neden olacak. Çalışanların hak kaybı yaşamaması için zaman aşımı sürelerini dikkatle takip etmeleri gerekiyor.
Bir yanıt yazın