TÜSİAD’ın hü TÜSİAD’ın açıklamalarına peş peşe tepkiler Geldi!
Tepkilerkümete yönelik eleştirileri
neler, icraatları neler? Türkiye Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) tarafından yapılan
açıklamada, özellikle ekonomi alanında mevcut hükümetin politikaları eleştiriliyor.
TÜSİAD Genel Danışma Kurulu Başkanı Ömer Ers ve Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, 13 Şubat’ta gerçekleştirilen genel kurulda konuşma yaptı.
Konuşmalarda, son tutuklamalar nedeniyle görevden alınan teğmenler, Kartaltepe yangını, Ilich madenindeki göçük, ihmaller gerekçe gösterilerek projeye getirilen depremler ve uluslararası gelişmeler gibi pek çok konu ele alındı, incelendi.
Hukukun üstünlüğüne övgüde bulunan
TÜSİAD yöneticileri, enflasyonla mücadelenin maliyetlerini karşılamanın giderek zorlaştığını söyledi.
Konuşmalara tepki gösteren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Sivil toplum kuruluşlarının görüş açıklaması elbette demokratik bir hak olmakla birlikte, yargıyı ve siyaseti yönlendirme çabaları, demokrasinin ruhuna ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır” dedi.
Merkez Bankası yıl sonu enflasyon tahminini neden yükseltti, tepkiler ne oldu?
Ocak enflasyonu TÜİK’e göre yıllık yüzde 42, ENAG’a göre yüzde 81
‘Tutukluluğun istisna değil kural haline gelmesi kangrenleşmiş bir sorun’
“Ülke olarak moralimiz bozuk. Güven bunalımı yaşıyoruz” diyerek konuşmasına başlayan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, 6 Şubat depremlerinden bu yana yaşanan ve kamuoyunda ihmal şüphesiyle gündeme gelen trajik olaylardan bahsetti ve şu tespitlerde bulundu:
“Kurallarımız vardır ama uymayan çoktur, yeterli denetim yoktur. Bu ölümlerin ana nedeni sistem bozukluğudur… Bu sistemin nasıl kurulacağı çok açık. Sistemin kendini düzelten bir mekanizmaya sahip olması gerekir. Görevliler istifa etmeli, hesap vermeli ve yerlerine yetkili kişiler getirilmelidir. – İnsanların gelmesi gerekiyor.
“Avrupa’nın en fazla tutuklu ve hükümlünün bulunduğu ülke Türkiye”
Aras, son dönemdeki siyasi gelişmeleri “önemli” olarak nitelendirerek, muhalefet partilerinin illerinde gözaltılar yaşanması, Genel Müdür Ayşe Berim’in gözaltına alınması ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nde teğmenlerin görevden uzaklaştırılması gibi gelişmelere de değindi.
Aras, “Kısa bir zaman diliminde birbiri ardına yaşanan bu olayların toplumda kaygı ve güven sarsıntısına yol açtığını söyleyebiliriz.” dedi. Öte “Cezaevi krizinin bir koşul olmaktan çıkıp norm haline geleceğini, yasalar değişse bile çözülemeyeceğini görüyoruz” dedi.
Aras, konuşmasında enflasyonda beklenen düzeyde olmasa da düşüş ve Merkez Bankası rezervlerinin güçlendirilmesi gibi olumlu gelişmelere işaret ederek, enflasyonla mücadelede kararlılığın sürdüğünü vurguladı.
hisse senedi tahminleri, 2025’te enflasyonla mücadele için faiz indirimlerine yol açtı TÜSİAD Genel Müdürü, 2025 yılında enflasyonla mücadelede kamu tasarruflarının “daha güçlü” olmasını umduğunu söyledi. “Hükümetin mali disiplini sürdürmesi, kamu harcamalarını kontrol altına alması ve kamu tasarruflarını artırması önemlidir.”
“Şimşek’in ekonomik programını desteklesek de her şey yolunda diyemeyiz”
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ise yaptığı konuşmada, Aras’ın sıraladığı sorunların yanı sıra, “Yeni yasal düzenlemelerle Devlet Denetleme Kurulu tarafından memurların işten çıkarılması ve şirketlere kayyum olarak TMSF’nin atanması ihtimali de var” dedi.
“Görünüşe göre artık suç işlemek için bir örgüt kurmak, bir iş kurmaktan daha kolay. Kadınlar “Çocuk cinayetleri ve istismarlarının sonu gelmiyor” diyen Turan, tüm bu sorunların arkasında “hukuka olan güvenin kaybolması”nın yattığını savundu.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomi politikaları gündemine destek verse de ekonomide “Her şey yolunda diyemeyiz” dedi.
TÜSİAD, enflasyonla mücadelenin “hızlandırılması gerektiğini”, “aksi takdirde stresin artacağını” söyledi.
“Enflasyonla mücadele girişimciler ve girişimci adayları için bir zorunluluktur” “Çalışanların maliyeti karşılaması zorlaştı” diyen Turan, şunları kaydetti: “Üreticiler zorlanıyor. İhracatçılar zor durumda. “İthalatın cazibesi artıyor”.
İklim değişikliğinden teknolojik yeniliklere kadar dünyadaki değişimlere “ayak uyduramadığımızı” söyleyen TÜSİAD Başkanı, enflasyonla mücadelede “en kısa zamanda” başarının sürdürülmesi çağrısında bulundu.
TÜSİAD ne öneriyor?
TÜSİAD, “sadece mevcut uygulamaları değil, aynı zamanda Ayrıca, “Politika önermek” amacıyla hazırladığını söylediği 2025’e Kadar Dönüşüm ve Gelecek İçin Yol Haritası ve Öneriler Perspektifi başlıklı broşürü de paylaştı.
Kitapçıkta ekonomik kalkınmanın iki temel yapısal reforma bağlı olduğu belirtiliyor.
Bunlardan ilki insana değer katan eğitim ve liyakattir. İkinci ilke hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığıdır.
Aras konuşmasında, “Bu iki reformu iyi uygulayabilirsek diğer reformlar da arkasından gelir” dedi. “Bu kolaylıkla yapılabilir” dedi.
Raporda bu önerilerin yanı sıra Türkiye’de giderek artan gelir eşitsizliğine de değiniliyor.
TÜSİAD, bu eşitsizliğin başlıca nedenlerinin yüksek enflasyon, sektörel dengesizlikler, kayıt dışı istihdam, dolaylı vergi yükü, kadınların iş gücüne yeterince katılamaması ve bölgesel gelişmişlik farklılıkları olduğunu vurguluyor.
Adalet Bakanı Tunç: “Hiçbir örgüt milletin saldırılarından kendini koruyamaz” “Kendini kendi iradesinin ve kendi yasasının üstünde göremez”
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TÜSİAD’ın açıklamalarına yanıt vererek, “Sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini ifade etmeleri elbette demokratik bir haktır ancak yargı ve siyaset üzerinde egemenlik kurmaya çalışmaları demokrasinin ruhuna ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır.” dedi.
Tunç, “Ayrıcalıklı kesimlerin egemenliğindeki Türkiye’nin artık geride kaldığını anlamayanlar şunu bilsin ki, kimse… “Hiçbir örgüt kendisini milletin iradesinin ve hukukun üstünde göremez” dedi.
Yetmez ama evet
TÜSİAD’dan gelen açıklamalar için “Yetmez ama evet” yorumunda bulunan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise “Türkiye’nin ekonomik büyümesi birkaç şirketin tekelinde mi olacak, yoksa tüm ülke zenginleşecek mi?” diye sordu ve şöyle devam etti:
“Hukukun işletilmediği, yargı baskısının ekonomi üzerinde bir sopa olarak kullanıldığı, yalnızca hükümet destekli firmaların güç kazandığı bir ortamda gelir adaletsizliği derinleşir, orta sınıf erir ve toplumda yalnızca küçük bir zümre refah içinde yaşar. Bu tablo sürdürülebilir değildir.”
Bir yanıt yazın